Hepimiz “hata” yapıyoruz. Çoğu kişi konuştuğu kelimelerin ya da davranışlarının sonuçlarını düşünmeden eylemler gerçekleştiriyor. Yine çoğu kişi “hata” dediğimiz eylemleri tekrar tekrar yaparak “hata” olmaktan çıkarıyor. Eylemlerinin sonunda da sadece bir özür diliyor. Sadece bir özür dedim çünkü bir insanın yüzüne bakınca pişmanlık görmedikten sonra özür dilemek sadece iki sözcük, bir sözdür. Sözler rüzgardır. Kalbi kırılan özürle değil pişmanlıkla kendini avutur, pişmanlıkla tekrar güvenir. Bir insan neden aynı “hata”yı tekrar tekrar yapar? Çünkü pişman olmadığı için. Yani eylemleri için pişman olmuş olabilir ama bu pişmanlık sadece sen ona kalbinin kırıldığını hissettirdin diyedir. Yani kimse kalp kırdığı için pişman olmuyor, hissettirmedikten sonra kalp kırdığını bilse de sıkıntı değil. Oysa ki insan, eylemlerini gerçekleştirirken sadece ve sadece kalp kırmamayı düşünmelidir. Karşında ki ister garson olsun, ister sevgili olsun, ister mahalle bakkalı olsun.
Bir insanın kalbini kırmayı basit bir eylem olarak görenler için düşündüğüm şey kalp kırıklığını tatmamış ya da kendi kalp kırıklıklarının intikamını almaya çalışmasıdır. Anneannem derdi ki “size taşla vurana siz ekmekle vurun”. Bu zamana kadar hep anneannemi dinledim, bundan sonra da dinleyeceğim. Nur içinde yatsın.
“İki kelime yetiyor seni seven kalbi kırmaya, sonra roman yazsan ne fayda”
Bir Cevap Yazın