
Bahsedeceğim samimiyet; iki insan arasında ki ilişkinin içtenliği değil. Bahsedeceğim samimiyet bir insanın eylemlerini gerçekleştirirken ki içtenliği.
Günümüzde sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla beraber televizyondan seyrettiğimiz siyasetçilere veya ünlülere özgü olan ikinci bir kimlik insanlarda türedi; sanal kimlik.
Bireyler artık tamamen sosyal medyada ki gelişimi için bir şeyler yapıyor. Instagramda story atmak için kitap okuyanları, swarmda konum bildirimi yapmak için bir yerlere gidenleri, fotoğraf çekilirken manzara olsun, odama bakınca güzel dursun diye kütüphane oluşturanları tanıyorum. O kitapları okumayacaksak bir kütüphane oluşturmanın ne faydası var?
O dopdolu kitaplığın önünde fotoğraf çekilirsem takipçilerime kültürlü görünürüm, vücuduma steroid enjektesi yapıp kaslı dururum, nasıl olsa fitness sağlıklı yaşam için değil sosyal medyada statü kazanmak için var, sobalı evde oturursam fakir sayılırım fakat sosyal medyaya şömine veya soba önünde resim atarsam otantik dururum, en iyisi otel ama kampa gidersem sosyal medyada maceracı, doğasever izlenimi yaratırım, BMW başkasının ama kim nerden bilecek, bir resim çekileyim de storye atarım, varlıklı görünürüm, 1 ay çalıştım ve maaşımı aldım, bu parayı hakettim, en iyisi lüks bir restorana gidiyim de üç öğün yemek parasına bir salata yerim, hem fotoğraf çekilip instagram storye atarım, aa bi de swarmda yer bildirimi yaparım çünkü ben kaliteli yaşam istemiyorum, kaliteli yaşam yaşıyormuş gibi görünmek istiyorum.
Yukarıda ki paragrafta kendini okuyanlar olduğuna eminim, sizin adınıza çok üzülüyorum. Gerçekten güzel bir manzaraya karşı kamp yapmanın amacı sosyal medyada maceracı, doğasever kimliği kazanmak mı? Oysa o kampta gerçekten kafadar 1-2 insanla kısa süreli cenneti yaşayabilirdiniz; eğer telefonlarınızı elinizden bıraksaydınız. Hiç ormana gidip devrilmiş ağaçlardan odun kesmeden veya hiç odun yarmadan o sobanın ya da şöminenin keyfini nasıl çıkarıyorsunuz? Dünyada bu kadar okunacak kitap ve izlenecek film varken, neden o kitaplıktaki kitaplar süs diye duruyor, oysa ben okumak istediğim kitaplara ömrüm yetmeyecek diye kahroluyorum.
Dünyada bu kadar keyifli aktiviteler, bu kadar üzerine kafa yorulacak problemler, bu kadar üzüntü duyulacak acılar varken, gerçekten en keyif aldığınız aktivite sosyal medyadan kız/erkek düşürüp takılmak mı?
İsteyen istediği kadar güçlü sanal kimlik oluştursun, gerçek hayatta eylemler, samimiyetiyle ölçülür.
Bir Cevap Yazın