
Game of Thrones bitti. İnanamıyorum ama bitti. Bu “pazartesi sendromu” denen şeyi bir zamanlar Leyla ile Mecnun’la aşıyordum. Sırf pazartesi yayınlanıyor diye pazartesi günlerinin gelmesini beklerdim. O bitince Game of Thrones ile aşmaya başlamıştım(aslında Amerika’da pazar günleri yayınlanıyor ama bizim ülkemizde pazartesileri yayınlanıyor). Artık o da bittiğine göre tekrar dönebilirim “pazartesi sendromuna”(belki de unutturacak bir dizi bulurum).
GoT bitti ama senaristler dışarıda görüldüğü yerde linç edilecek kadar tepki topladı. Tamam kabul senaristler sayesinde dizi eskisi kadar güzel değil ama bunda bir tek senaristlerin suçu yok. Dizi en başlarda muhteşemdi, izlemeye doyamıyorduk. Ned, Robert, Starklar, Baratheonlar, Lannisterlar, bunların etrafında dönen entrikalar. İnanılmazdı. Dizi 4. sezondan beri kitaplardan ayrıldı ve dönülmez bir yola girdi. Bu dönülmez yola girince özellikle diziye yeni başlayan ve kitapları okumamış kitle diziyi başarılı buldu. Senaristlerde hal böyleyken devam etti tabi. Dizi 4. sezondan sonra öyle bir yola saptıki kitapları okuyan biri olarak bırakmayı düşündüm. Bir çok karakter bu final için feda edildi, diziye eski detaycı diyalogların yerine gereksiz, vakit çalan diyaloglar eklenmesi gibi bir çok yanlış iş yapıldı. Fakat şöyle bir şey de var; şu ana kadar çıkan 9 kitabı bir tv yapımına sığdırmaya kalksalar ne Emilia Clarke’ın ne Kit Harington’ın ne de bizim ömrümüz yeter.
8. sezon büyük tepki topladı, bunun en büyük nedeni Night King’in “harcanması” idi. Ben buna katılmıyorum; harcanmadı. Harcanan şeyler teoriler. Kitapta bir çok teori var ama dizide bu teorilerin bir kaçına değindiler. Dizide değinilen “Vadedilmiş Prens” teorisini bile ucu açık bıraktılar. Kitapta bu kişi büyük ihtimalle Daenerys ama ben bu rolün bir kaç karakter tarafından paylaşıldığını düşünüyorum. Hatta “Azor Ahai” rolünün dahi paylaşıldığını düşünüyorum. Bir de “Valonqar” var tabi. Kitaplarda özellikle Kargaların Ziyafeti’nden itibaren Jaime Cersei’den nefret etme noktasına geliyor. Kitabı okuyan biri kesinlikle “Valonqar” ın Jaime olacağını düşünür. 5. sezonda flashbackle cadının Cersei’ye “Valonqar” kehanetini söylediği ana götürüldük ama yine ucu boş kaldı. 8. Sezonda NK ve Akgezenler hakkında olması gereken tek şey bence bir baskındı. Mesela Umber’ların Son Ocağı’nın dizide baskından sonra halini gördük(hatırlayın duvarda asılı olan minik Lord Umber bir anda çığlık atıyordu ve Beric alevli kılıcını göğsüne saplıyordu). Burada bize sadece baskından sonraki halini göstermek yerine baskının kendisini ve o dehşeti gösterselerdi bence bu konuda eksik olmazdı. Akgezenler’i zaten bence yeterince(oh doydum demiyorum ama ne olduklarını anlayacak kadar) gördük. Hatta bence bugüne kadar ki en iyi savaş sahnesi Hardhome’du. He bir de bu cesetlerle yaptıkları işaret ne anlama geliyor, Eski Kuzey Tanrıları nedir, bu ağaçlar ne iş yapıyor bunlarda biraz işlenmeliydi. Arya’nın NK’i öldürmesine gelince. Bence olabilecek bir durumdu. Yani kimse yanlış anlamasın Jon’u daha çok seviyorum ama Yüzsüz Adamlar’a kendini kanıtlamış bir Arya’nın yanında Jon bir tık alt seviyede kalıyor bence. Tabi destansılık durumuna gelince Jon’un veya Dany’nin öldürmesi daha güzel olurdu. Neyse savaş bitti, ölüleri yaktılar, güneye gidiyorlar, tak ejderhaların biri daha öldü. Şimdi çoğu işi diyor ki ejderha nasıl hemen öldü de finalde nasıl vuramadılar. Şöyle bir durum var ejderha vurulurken çok alçaktan uçuyordu ve görüş açısı içindeydi rahatlıkla vurabildiler. Finalde ise Euron ejderhayı görmek için gözünü güneşten koruyarak gökyüzüne bakıyor. Yani ejderha çok yüksekten uçuyor ve görüş açısı içinde değil. Dany’nin şehri yakıp yıkması beklenen bir şeydi orasını geçiyorum. Dağ ve Tazı sahnesi de güzeldi. Gelelim finale. Bence finalde aşırı boş diyalog döndü. Jon Dany’yi aşırı duygusuz öldürdü ve Tyrion’la aşırı boş diyaloglara girdi. “Sence yaptığım doğru mu?” ne abi buna Tyrion mı karar verecek, Stark kanı taşıyan sensin(onuru, görevi en iyi senin bilmen lazım). Bran’ın kral olmasına gelince; Bran’ın çok önemli bir karakter olduğunu düşünüyordum ama Bran’ın diyaloglarına göre Bran, Dany’e ve Jon’a komplo kurdu. Targaryen olduğunu söyletti, ikisinin arasını bozdu, Dany’yi delirtti ve Jon’u onu öldürmek zorunda bıraktı. Yani Bran taht için herkesten çok entrika çevirmiş oldu. Bence olmalı mıydı? Kesinlikle hayır. Bran bence daha büyük işler yapmalıydı. Arya’nın yeni maceralara atılmasını bekliyordum, bence normal. Sansa’nın da bu duruma geliceğini bekliyordum o da normal ama bence Lekesizler Jon’u esir alınca Kuzeyliler Jon için savaşabilirdi, bence güzel olurdu. Jon’u tekrar Sur’da görmek beni 1. sezona döndürmedi değil. Yine de Dany ölecekse daha güzel ve duygulu bir şekilde ölebilirdi, sadece Drogon sahnesi güzeldi burada. Bran’ın, Drogon’u kontrol etmesini göstermelerini isterdim çünkü en başından beri bir ejderhayı kontrol edeceğini düşünüyordum ya da ejderhanın 3 başının olacağını ve üç binicisinin olacağını düşünüyordum ama dizide Aegon Targaryen ve Jon Snow karakterlerini birleştirdiler.

Aslında yazılacak çok şey var ama insan düşündükçe sinirleniyor. Sadece şunu diyorum ki nasıl bir son olursa olsun herkes memnun olmayacaktı. Çünkü herkes farklı bir teori savunuyordu. Belki bu son da kabul edilebilirdi ama bence biraz daha altyapı olmalıydı ve senaryo sızdığı için insanda heyecan bırakmadılar.
George R.R. Martin yıllar önce adını unuttuğum bir yazar ödülünü Harry Potter yazarı J.K Rowling’e kaptırmıştı. Bu ödül töreninden sonra Harry Potter’ın filmleri çekilmeye başlandı, filmler yayınlandı, rekorlar kırdı, dünyada en çok bilinen yapımlardan oldu ve tüm bunlar olurken Martin sadece izledi ve belki içinde bir kin bile biriktirmiş olabilir. Yıllar sonra Martin ödülü hak ettiğini öyle bir insanların gözüne soktu ki, tek kelimeyle inanılmaz oldu. Bir çok kişiye göre tüm zamanların en iyi tv yapımının kaynağı oldu. O zamandan bu zamana sürekli kıyaslanan ikilide bence galip inanılmaz bir mit oluşturan Martin. Martin kitabında yalnızca ana karakterlerle değil yan karakterlerle de (ulukurtlar, ejderhalar, Varys, Baelish, Tywin, Olenna, Karabalık, Melisandre, Tormund, Oberyn, Jaqen H’ghar, Catelyn, Ramsey, Sandor, Jorah, Beric, Gri Solucan, Missandei ve kitaplarda dahil olmak üzere sayamadığım bir sürü karakter) müthiş iş çıkardı. Hatta bence Martin ömrü elverirse ve içinde arzu kalırsa Tolkien’e bile yaklaşabilir.
Ne olursa olsun Game of Thrones inanılmaz bir yapım oldu. Emeği geçen herkesin eline sağlık. Bence uzun yıllarda Dünya’nın en iyi dizisi unvanını koruyacak. Bir kitap beyaz perdeye veya televizyona aktarılınca hikayenin büyük kısmını kaybettiğini tekrar gördük. Bu yazımı okuyan herkese diyorum ki kitapları okuyun, gerçekten çok keyifli ve hikayenin aslı orada.
Ve 8 sene sonra, dizinin bitmesiyle beraber “pazartesi sendromu” ile ilişkimize tekrar başlıyoruz.
Bir Cevap Yazın