Bazı kitaplar olur ya; keşke kitap daha kalın olsaydı dediğimiz, heh işte Vicente Blasco Ibanez tam da öyle bir kitap yazmış. Çevremde bu kitabı okuyan kimseyi görmemiştim, kitap araştırırken konusu inanılmaz ilgimi çekti, aldım ve okudum. Daha okurken böyle bir kitabın nasıl bu ülkede bu kadar az okunduğunu anlayamadım. Oysa ki yazar Ibanez, kitabı çıktıktan 3 yıl sonra, 1919’da Kuzey Amerika’ya gittiğinde karşılaştığı manzara Mahşerin Dört Atlısı’nın, İncil’den sonra en çok okunan kitap olduğuydu.
Ülkemizde Savaş ve Barış kadar fazla okunan bir kitap değil ama en az onun kadar savaşı tüm gerçekliğiyle göz önüne koyan bir kitap. Savaşın bir aileyi nasıl ayırdığını öyle bir anlatıyor ki, insanın kendini karakterlerin yerine koymaması mümkün değil. Kitabın ismi dahi kitaba tam oturmuş. Kitaba ismini veren, Hristiyan inanışında ki dört atlı: savaş-beyaz atlı, hastalık-kırmızı atlı, ölüm-soluk atlı, kıtlık-siyah atlı.
Mahşerin Dört Atlısı’nı, rahatlıkla okuduğum en iyi kitaplar listesinde ilk 5 içinde sayarım. En başta dediğim gibi; keşke kitap daha kalın olsaydı.
“Zaferi kazananı kim suçlayabilir ki?”
Bir Cevap Yazın