
Ne adam ama! Yıllar sonra muhalefete büyük bir seçim kazandırmış, insanların gönlünü kazanmış, çoktan cumhurbaşkanlığı adaylığı için ismi geçen biri. Bundan 2 hafta öncesine kadar Ekrem İmamoğlu bu başarılar ile anılıyordu, şimdi ise Erzurum tatili ile.
Aslında tatile gitmesinde pek bir problem göremiyorum, zamanlaması depreme denk gelmiş olabilir ama sonuçta çocukları okuyor ve sömestr tatili içindeyiz, zaman kısıtı var. Buraya kadar aslında Ekrem İmamoğlu’na hak verebiliriz. Fakat Ekrem İmamoğlu o tatilini bölüp kendisi 1 günlüğüne Elazığ ve Malatya’ya uğrayabilirdi. Böyle yaparak eleştirilerden sıyrılabilirdi. Keza açıklamaları ile kendini resmen dibe çekmeye çalışıyor. Açıklamaları o kadar başka taraflara çekilicek cinstenki. Muhalefet tabanının 1 numaralı umuduyken bu kadar sorumsuzluk içeren açıklamalar yapmamalıydı. Mesela İBB başkanı hala Kadir Topbaş olsa ve Elazığ’a ya da Malatya’ya gitmese hiç göze batmazdı, aynı şu anki İBB yönetiminin yaptığı gibi yardımlar yollayarak takdir bile toplardı. Fakat İmamoğlu’nun durumu farklı, kendisi dahi seçimden sonra aklında cumhurbaşkanlığı olduğunu birçok kez belli etti. Tatilini yaptı, tatil fotoğraflarını attı, fakat açıklamasına “buruk bir tatildi” cinsinden bir cümle dahi eklemedi. Şu 3 kelime halk gözünde, gönlünde bir çok şey ifade edebilirdi. Hatta çıkıp “deprem ihtimali var, ölümlü dünya, çocuklarımla mutlu ve gözlerden uzak bir tatil geçirmek istedim” bile diyebilirdi. Zaten iktidar bu kadar açığını ararken çok daha dikkatli olmalıydı. Çevresinde bu kadar iletişim uzmanı bulunurken, bu hata çok basit oldu. Belkide hata yapmak istemiştir.
Soyadı ile bile binlerce oy kazanan İmamoğlu nasıl olurda halk bu kadar fakirleşmişken, zengin sporu olarak bakılan kayak yapmaya gider. Tamam bu tatil entellektüel kesime hitap eder fakat halkın ezici çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bence bu tatilde, tatil fotoğraflarının milletin gözüne sokmasında bir şeyler olabilir. Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylık için muhalefette bir çok isim öne çıkıyor, bunların en güçlüsü ise İmamoğlu idi. Acaba birileri veya kendisi İmamoğlu’nun adaylığının ertelenmesi veya olmaması için bir anlaşmamı yaptı? Ve bu anlaşmaya İmamoğlu’da uyarak kendini halkın gözündeki adaylar arasından elemek mi istedi? Şu an bence muhalif kesim İmamoğlu’nun bu yanlış olmayan fakat hatalı olan tatilini savunmak yerine, cumhurbaşkanlığında görmek istedikleri İmamoğlu’nu, statükoya yedirmemek için bu ihtimalin üzerine gitmeliler. Ekmeleddin İhsanoğlu tarzı yeni bir aday çıkmaması için bu konu çok önemli. Son sözüm; Türkiye’de PR ve algı yönetimi hiç bu kadar önemli olmamıştı, herkes gözünü dört açmalı!
Bir Cevap Yazın