Çocukluk ve adamlık. Aslında erkeklerin hayatında iki evredir, çocukluk ve adamlık. Tabi kadınlarında hayatında eminim benzer evreler vardır. Burada kastettiğim şey olgunluk değil, olgunluk bu evrelerin ikisinde de var olabilir ya da var olmayabilir. Bahsedeceğim şey aslında yaşamda ki en önemli evre olabilir, hatta sadece evre değil, yaşam biçimi bile olabilir.
Bazıları 40 yaşındadır ama çocuktur, bazıları 17 yaşında adamdır. Çocukluğu anlatmayacağım, adamlık kısmı hayata çok daha fazla hikaye katıyor. Tabi çocukluk kısmı daha eğlenceli oluyor ama maalesef hayatın kendisi acı ve üzüntü dolu. Çocukluktan adamlığa geçişin bir sınırı vardır. O sınırdan bir kere geçtin mi geri dönüşü kolay olmuyor. O sınır; en ufak veya çok büyük bir adım dahi olsa, her adımında başkalarını düşünmektir. Üzerine sorumluluk yüklersin, ayakların senin olsada asla tek başına adım atamazsın. Alacağın eğitim, seçeceğin meslek, vaktini nasıl harcayacağın, neleri alttan alacağın, neleri alttan almayacağın gibi bir çok şeyde başkalarını düşünürsün. Aslında başkaları senin parçaların olur. Bu parçalar bazen annen olur, baban olur, veya annesiz bir çocuk olur, bazen sevdiğin olur, ablan olur, kardeşin veya arkadaşın olur. Her adımında onlar ne düşünür, ne hisseder diye merak edersin, onlar bunun sonucunda ne yapar diye düşünürsün. İşte çocukluktan adamlığa geçiş budur. Adamlıkta; bu evrede kalmaktır.
Bu yazının devamı zaten hayatın kendisi.
Çok mükemmel bir yazı enes bey sizi tebrik ediyorum. Nası bu kadar vizyonlu olabiliyorsunuz hayretler içerisindeyim açıkçası.
BeğenBeğen